Wordset: Play
    
ev ödevi
as
olarak, gibi, -diği için, iken
sap
vasiyet
paylaşmak
arz etmek
-den başka, başkaca, dışında
kaydetmek, kasede almak, bantlamak
mahkeme, oturum; avlu, iç bahçe; kur yapmak
yerine
seçim, seçenek, tercih
olmadıkça, olmazsa, -mazsa
çift, iki, eş
daha doğrusu, oldukça
gerçek, durum olgu
sir
beyefendi, bayım, efendim
gül
önde, ileride
rağmen, yine de, gerçi
his, duygu
iş, iş yeri
bilgi, enformasyon
kayıp, kaybolmuş, kaybedilmiş
law
hukuk, yasa, kanun
şans, fırsat
parça, eser
fikir, düşünce
Sıra, hat, satır, çizgi
doğru, gerçek
üniversite, yüksekokul, fakülte
kapamak, kapatmak
-den beri; -dığı için, çünkü
değer
binmek; gezinti
Ayrıca, hem de , de, da
zaten, şimdiden
Bir kere
Lanet, hay aksi
mola; kırmak, kesmek, bozmak
tutmak; ambar
Süre, zaman, -iken
Ölüm
hazır
şahsi
mükemmel
şanslı
dolu, tam
dikkatli
basit
öğrenmek
her ne-herhangi
kapamak
boyunca, süresince; yanısıra
iyilik,yardım
kan
masa
oda, yer, meydan
kahve
şaşırtıcı, ilginç, hayret verici
dakika
saat (60 dakikalık süre)
akşam
sabah
hafta
yıl
may
mayıs
evli
koca / eş (erkek)
eş (kadın)
üvey
etkili, dokunaklı; hareketli
züğürt, meteliksiz
kaza
güçlü, yetenekli, muktedir
ağrı, azap, elem, dert; acı çekmek
yemin etmek, ant içmek; küfretmek, sövmek
kayıp, eksik
gebe, hamile; verimli; anlamlı
çubuk, sopa; sokmak; saplanmak
cinayet, adam öldürme
sert, sağlam, zorlu, çetin
bütün bütün, bütün olarak
ele almak, idare etmek, kıvırmak
affetmek; özür, mazeret
bir yerde, bir yere, herhangi bir yerde
güzel, hoş, sevimli; epeyce, hayli
tamamıyla, elbette
seçmek; toplamak, koparmak, yolmak
asmak, takmak, sarkıtmak
yanlış, hata; yanılmak
dürüst, namuslu
karışıklık, dağınıklık
kurtarmak, kayda geçirmek
hata, yanlış, kabahat
kaybetmek, yitirmek
güvenmek, inancı olmak, itimat etmek
tam, bütün
rahatsız etmek, zahmet vermek
korkan, korkmuş
gerçek, hakikat, doğruluk
suçlamak, sorumlu tutmak
takdir etmek, değerini bilmek
hak etmek, lâyık olmak
üzmek, neşesini kaçırmak
his, duyu; hissetmek, algılamak
ilişki, ilgi, bağ
ses; sağlam; gibi görünmek
endişe, kaygı; üzülmek; merak etmek
farketmek, anlamak; gerçekleştirmek
söz vermek, vâât etmek
şaşırtmak; sürpriz
tür, çeşit, sınıf; sıralamak
şekil, vücut yapısı, şahıs, figür
tarih; flört etmek, buluşmak
ateş, yangın; işten atmak
muhtemelen, olasılıkla, galiba
başkan, cumhurbaşkanı
farzetmek, varsaymak, sanmak
karar, hüküm
damla; düşmek; alçalmak; bırakmak
korumak, gözetmek
kabul etmek, itiraf etmek
teklif etmek, sunmak
olası, mümkün, olanaklı
kanıtlamak, ispat etmek
en az derece, en az
kesinlikle, elbette
paylaşmak, bölüşmek, katılmak
önemi olmak; madde; konu, mesele
sebep; düşünmek, muhakeme etmek
işaret, simge; işaret etmek; imzalamak
anlaşma; pazarlık; iş; llgilenmek
kontrol etmek, idare etmek
act
davranmak, hareket etmek, oynamak
belirtmek, ifade etmek, söylemek
ummak, ümit etmek
end
son, uç, taraf; bitmek; sonuca ulaşmak
saymak, hesaba katmak
durum, husus; dava; kılıf, kutu
aynı fikirde olmak, kabul etmek
kuruluş
affetmek
korkunç, berbat, kötü
use
kullanım; kullanmak; fayda
dokunmak, değmek; temas
şirket; eşlik
neredeyse
saniye; ikinci
özlemek; ıskalamak; bayan
kesinlikle
serin; soğutmak; çok iyi
öldürmek
yakalamak, tutmak; avlamak
şaşkınlık; merak; mucize
güvenli
nokta; uç; ana fikir; işaret etmek
genç
win
kazanmak; galibiyet
milyon
hızlı, çabuk; oruç
die
ölmek
tamamen
açık, berrak; temizlemek
hayal etmek; düşünmek, sanmak
olmak, meydana gelmek
yan, kenar, taraf
run
koşmak
yüz, çehre, surat; yüzleşmek
açıklamak, izah etmek, anlatmak
ago
önce
güçlü, sağlam, sert
kalkmak, dikilmek, ayakta durmak
sit
oturmak
ilgili, meraklı
hasta, rahatsız
el
gevşemek, dinlenmek, yumuşatmak
acıtmak
ciddi
araç, vesile; para, servet, varlık
varsayılan, zannedilen, sözde
değiştirmek; değişiklik; bozuk para
önemli
kalp, yürek; cesaret
her, her bir, tanesi
su
içmek; içecek
içeride
mutlu
bina, yapı; inşaat
ask
sormak, istemek
cevap, yanıt, çözüm; cevap vermek
hot
sıcak; kızgın; acı
soğuk
bugün
dış, dışarıda, dışında
tam olarak, tamamen, aynen
güzel, çok iyi, harika
dünya, yeryüzü
kent, şehir, ilçe, kasaba
birçok
özellikle
artık, bundan sonra; daha fazla
altında
arasında
arkada, gerisinde
bed
yatak
özel
hareket; taşınma; taşımak; kımıldamak
kız evlat
düğün
haber
getirmek
zor, sert, çetin
gelecek, istikbal
yiyecek, gıda
eat
yemek yemek
olmak
her neyse; yine de; zaten
bazen, arasıra
oyun; oynamak
dans; dans etmek
izlemek, gözlemek; kol saati
nefret, kin, iğrenme; nefret etmek
buy
satın almak
doktor
hastane
farklı
yürümek
-e kadar, -e dek
gururlu, kibirli; onurlu
sipariş; düzen, nizam
sürgün, çekim, filiz; vurmak
turna; vinç
hafif; ışık; yakmak
tepe, kabartı
hayırseverlik, hayır işi
kat
zerafet, lütuf
kid
çocuk; oğlak; şaka yapmak
far
uzak, uzakta; öte; bir hayli
uygun, adil; fuar
ray
ışın
düşmek; sonbahar
lie
yalan; yatmak, uzanmak
an
ikisi de, her ikisi de
ses, seda; dillendirmek
sol; kalan, artık
gun
silah, tabanca; tam gaz sürmek
aşı, iğne; atış; vurmak
maden; maden çıkarmak
durum
hit
vurmak; isabet, vuruş
kanıt, delil
takım, ekip
numara
isim, ad; adlandırmak
resim; betimlemek, hayal etmek
para
ağız
eye
göz
saç
kız kardeş
erkek kardeş
car
araba, otomobil
cocuk
başlamak
dog
köpek
kapı
okul
kitap; rezerve etmek
merhaba
cadde, sokak
erken
küçük
arkadaş
neden olmak; sebep
atmak, fırlatmak
kötü, fena; kötülük, şer
adam, şahıs, kişi, karakter
çok geçmeden, yakında
istirahat; dinlenmek; artık, kalan
belki, bir ihtimal
çekim, çekme, çekiş
yet
hala, henüz, daha; hatta, yine de
oldukça, epey, tamamen
daimi, surekli, ayakta durma
alınmış, tutulmuş
dilek, istek, arzu; istemek, dilemek
kurmak, temelini atmak
memnun, hoşnut
keçe, keçeli; hissedilen
kadar, dek; kasa; toprağı sürmek
canlı, sağ, hayatta
saw
atasözü, testere
rüya, düş; rüya görmek; hayal kurmak
karşı, aykırı, aleyhte
baş
son
evlat, oğul
geç, gecikmiş
kimsesiz, yalnız
umut, ümit; ummak
zavallı, fakir
ilişkili, bulaşmış
tuvalet
sopa, cop
ayırmak, kopmak
tıkamak, doldurmak; malzeme, nesne
tökezlemek; çelme; gezi, seyahat
en iyi; yenmek, alt etmek
dolandırmak, çalmak; enselemek, tutuklamak
yükseltmek; kaldıraç
ev
bir başka, diğer bir, bir tane daha
bütün, tüm
own
öz, kendi, sahip
try
denemek; çalışmak, uğraşmak
yeterli
önemsemek; akıl, zihin
güç, kuvvet, mümkün olmak, belki
yön, rota; gidişat; pist; kurs; tabak
başka
baba
hoş, güzel, sevimli, kibar
bebek
duymak
gerçekten, aslında
yer, mekan; yerleştirmek
anne
müsaade, izin, ayrılmak, bırakmak
beraber, birlikte
hatırlamak
bad
kötü
ilgi, itina, bakım
tahmin etmek, zannetmek
yapılmış, üretilmiş
direkt, içinden, sayesinde
yanlış
iyi, yardımsever, nazik
big
büyük
her zaman
uzun; çok istemek
durmak; durak
etrafında, civarında
put
koymak, yerleştirmek
tutmak; saklamak, korumak
day
gün
son; sürmek, devam etmek; dayanmak
ev, yuva, aile ocağı, yurt, vatan
belki, olabilir
güzel, hoş, ince; para cezası
çalışmak
hissetmek
diğer, başka; öteki
inanmak
ilk, birinci; önce
gece
hiç, her
önce
büyük, önemli, harika
tekrar
bulmak
beklemek
hâlâ; hareketsiz, sessiz; sakinleşmek
insanlar; halk; kişi
düşünce, fikir, sanı, görüş, kanı
Sadece, yalnız, bir tek
vermek
lütfen
hatta, bile; düz, düzenli; çift
hayat
by
yanında, ile, tarafından
nerede, nereye
üzerinde
daha fazla
emin; elbette, şüphesiz
asla
ihtiyaç duymak
küçük, ufak, az
way
yol; yön; yöntem
almak; götürmek; tutmak
say
söylemek
sonra, o zaman
çünkü
who
kim
yes
evet
söylemek, anlatmak
kaba, kötü; kastetmek, anlamına gelmek
geri, arka; sırt
tempolu ve yavaş koşma
uyumak
Kurban bayramı
kuyruk
dini bayram
ramazan bayramı
İNTERNETE GİRMEK
fırçalamak
en
canlı
bilmek
bakmak
if
eğer
istek, arzu; vasiyetname; -ecek
ne zaman
iyi
gelmek
şurada, orada
how
nasıl
go
gitmek
düşünmek, sanmak
get
almak
sağ; doğru
hakkında, etrafında, yaklaşık
on
üzerinde
sadece, henüz, şimdi; adil
no
hayır
for
için
in
içinde
ne
420 items.
Contact - About - Help - ⚾ Switch Theme