Wordset: Play
    
act
davranmak, hareket etmek, oynamak
uyum, anlaşma, uzlaşma
ban
yasaklamak
yönetmek, idare etmek, hükmetmek
büyümek, yetişmek
millet, ulus
uzun; çok istemek
son; sürmek, devam etmek; dayanmak
ürün, mahsul, sonuç
yeni, son, son günlerdeki
sub
alt, ast, aşağı
belirtmek, ifade etmek, söylemek
büyük, önemli, başlıca; branş; binbaşı
ithal etmek, belirtmek
hükümet, devlet, idare
biçimlendirmek, şekillendirmek
ummak, ümit etmek
end
son, uç, taraf; bitmek; sonuca ulaşmak
etki, tesir, netice
benzememek, farklı olmak
gelişmek, ilerlemek
saymak, hesaba katmak
ilgi, alâka
durum, husus; dava; kılıf, kutu
aynı fikirde olmak, kabul etmek
kamu
artmak, çoğalmak
nokta; uç; ana fikir; işaret etmek
oval
yanak, avurt, yüzsüzlük
oluşmak, meydana gelmek
almak; götürmek; tutmak
acele etmek, telaş
katılmak, hazır bulunmak
bakış; bakmak; ilgilendirmek; saygı
kurşun, önderlik, rehberlik
araştırmak
çatal
kimyager
merhem
lie
yalan; yatmak, uzanmak
kabul edilir, münasip
fiyat, bedel
sap, gövde
sırt çantası
kır evi, kulübe
çığlık, feryat; bağırmak, çığlık atmak
taşımak, kaldırmak, nakletmek
an
tanımlamak, tarif etmek
zeki, akıllı, becerikli
ikisi de, her ikisi de
beraber, birlikte
ses, seda; dillendirmek
sol; kalan, artık
bilgisayar
telefon
numara
soyad
isim, ad; adlandırmak
koltuk
ayakkabı
palto
bot, çizme
ceket
pantolon
dondurma
gözlük
kamera
uçurtma
bisiklet
oyuncak bebek
resim; betimlemek, hayal etmek
muz
ev
fil
yılan
bee
arı
para
tatil
balık
tavşan
ağız
ayak
leg
bacak
burun
eye
göz
saç
insanlar; halk; kişi
box
kutu
etek
hat
şapka
bebek
amca, dayı, enişte
hala, teyze, yenge
büyük anne
büyük baba
kız kardeş
erkek kardeş
baba
anne
hayvan
car
araba, otomobil
cocuk
ağaç
balon
çiçek; çiçeklenmek
uçak
radyo
durmak; durak
başlamak
dog
köpek
televizyon
cat
kedi
portakal
şemsiye
top; bilye
elma
egg
yumurta
kuş
silgi; kauçuk; lastik
tahta; meclis, heyet; binmek
kapı
cetvel; hükümdar, yönetici
okul
okul çantası
sınıf
öğrenci
öğretmen
not defteri
kalem
pen
tükenmez kalem
sandalye
kitap; rezerve etmek
pencere
sıra
merhaba
sea
deniz
bilmiyorum
anlamıyorum
cadde, sokak
yol
çirkin
bad
kötü
iyi
erken
yakın; neredeyse
sağ; doğru
küçük
big
büyük
arkadaş
ne zaman
who
kim
how
nasıl
ne
teşekkür ederim
lütfen
no
hayır
yes
evet
müsaade, izin, ayrılmak, bırakmak
atmak, fırlatmak
niyet, maksat, meram, kasıt
kötü, fena; kötülük, şer
adam, şahıs, kişi, karakter
incitmek
göbek, merkez, orta
gök gürültüsü
çok geçmeden, yakında
kat, kıvrım, büklüm; katlamak, sarmak
istirahat; dinlenmek; artık, kalan
tepe
duran
barınak, sığınak; korumak, barındırmak
hava, hava durumu
e dogru, e karşı
gümüş
dilenci, fakirleştirmek, dilenciye çevirmek
belki, bir ihtimal
değiştirmek, yerine koymak
ahşap, tahta, odun, ağaç
yükseltmek, kaldırmak
çekim, çekme, çekiş
birkaç, farklı
zil, çan, çıngırak
pazar
yet
hala, henüz, daha; hatta, yine de
yuvarlak, daire şeklinde
oldukça, epey, tamamen
daha büyük
halı
direkt, içinden, sayesinde
yer, mekan; yerleştirmek
yolculuk, seyahat
istek, eğilim, yetenek; eğri, kıvrık
dar, kısıtlı
daimi, surekli, ayakta durma
parlak, aydınlık, ışıltılı
dilek, istek, arzu; istemek, dilemek
rüzgar, yel; dönemeç; sarmak, dolamak
şans, talih; servet
bohça, demet; kundaklamak
kurmak, temelini atmak
çapraz, kesişen; karşıt; haç
memnun, hoşnut
own
öz, kendi, sahip
kulis, kanatlar
karşın, ise de, rağmen
cıvıltı
açıkça
ders vermek, öğretmek
keyif, zevk, hoşnut etmek, sevindirmek
bağlı olmak, ilgili olmak
ne kadar
cennet
joy
neşe, mutluluk
her zaman
şurada, orada
yukarıda, üstünde, üzerinde
kutsal
önemli, ciddi, şiddetli; mezar, kabir
keçe, keçeli; hissedilen
görme, görüş; gözlemek
köşe, köşede olan
kadar, dek; kasa; toprağı sürmek
iken, esnasında, boyunca
uyandırmak, gözünü açmak
dünya; yeryüzü, toprak
bütün, tüm
gelin
taç
canlı, sağ, hayatta
üzerine, üzerinde
ışıltı, parıltı
sun
güneş
düşünce, fikir, sanı, görüş, kanı
acaip, garip, yabancı
rüya, düş; rüya görmek; hayal kurmak
karşı, aykırı, aleyhte
baş
gözyaşı
nor
ne de, ne değil
hiçbiri, ne de
koskoca, geniş, büyük
ağlamak, gözyaşı dökmek
derin, koyu, dalgın
son
evlat, oğul
geç, gecikmiş
lamba
kimsesiz, yalnız
umut, ümit; ummak
ill
hasta
sad
üzgün, hüzünlü
zavallı, fakir
253 items.
Contact - About - Help - ⚾ Switch Theme